25 Kasım 2012 Pazar
Bazı Asitlerin Gençlik ve Güzellik Desteği Olduğunu Biliyor muydunuz?
Bazı asitlerin güzellik konusunda mucize yarattığını biliyor musunuz?
Vücudun doğal olarak üretebildiği kimi Maddeler (asitler) azaldığı zaman yaşlanmaya sebep oluyorlar.
Aynı zamanda beyin fonksiyonlarını da koruma özelliğine sahip bu maddeler, zihinsel ve bedensel sağlık için önem taşıyor. Şeker hastalığına bağlı istenmeyen sonuçların ortaya çıkışını geciktirici hatta önleyici etkiler taşıyanları da var.
Bedene yararlı asitler çok çeşitli ciltteki ölü hücreleri soyulabilir hale getiren asitler gibi.. Bunları bilmemiz sağlık ve gençlik bakımından çok önemlidir. Bunlara gençliğin gizli faktörleri de diyebiliriz.
Örnek olarak Alfa hidroksi asit olarak bilinen çeşidi aynı zamanda kan dolaşımını artırıyor.
Tca Kimyasal Peeling deneyimim ile ilgili bir yazı yayınlamış ve uygulamamı sizlerle paylaşmıştım. Şimdi diğer kullanılabilen asitlerden bazıları hakkında da bilgi vermek istiyorum.
Günlük hayatımın vazgeçilmez parçası haline gelen Laktik Asitli tonik karışımıma yien buradan ulaşabilirsiniz.
KIRIŞIK VE SARKMA RİSKLERİNE KARŞI
Ala (Alfa Lipoik Asitler): Bilinen en güçlü antioksidanlardan biridir. Vücudu Oksijen kullanımından sonra oluşan yan ürünlere karşı mükemmel bir şekilde savunurlar.
Yağda çözünebildikleri için hücre zarını geçip hücre içindeki gik şifreyi de korurlar, bu da aynı zamanda kansere karşı bir savunmadır . Hücre içindeki görevleri bununla bitmiyor, hücrenin enerji üreticisi, jeneratörü olan ‘mitokondri' adındaki organın çalışmasını destekliyorlar.
Üstelik tehlikeli 'serbest oksijen yan ürünleri' de Oksijenin kullanıldığı bu minik organelde oluşur ve ALA ler, bunları daha organel düzeyinde hücre içi ve dışına dağılmadan yok ederler. Bu oksijen yan ürünleri, deyim yerinde ise hücre ve dokularımızı ‘paslandırırlar‘ . Bu paslanmanın ilk etkilerini de en ‘gözle görünür' organımız olan cildimizde görürüz, cilt matlaşır, kurur, kırışıklıklar ve sarkmalar meydana gelir.
Bu asitler, vücudun doğal olarak üretebildiği maddelerdir, üretimlerinin azalması halinde erken yaşlanma ve kronik dejeneratif hastalıklara yol açılmış olur.
ALA'lar, beyin fonksiyonlarını da korurlar, katarakt oluşumunu ve zihinsel-bedensel yaşlanmayı geciktirici etkilere sahiptirler.
Şeker hastalığına bağlı istenmeyen ince çizgilerin ortaya çıkışını geciktirici hatta önleyici özellikleri vardır.
Peki, bunları nerede bulabilirsiniz? Piyasadaki mevcut tabletlerden bu asitleri almanız mümkün. Günde 50 mg'lık bir adet alınması yeterlidir. Ancak bu maddeyi doğal yollardan da alabileceğiniz kaynaklar mevcut. Bu asitler; Ispanak, pazı, karnabahar, brokoli, karaciğer, kırmızı et ve bira mayasında bolca bulunurlar.
HÜCRE GELİŞİMİNİ UYARANLAR
Aha (Alfa Hidroksi Asitler): Bu asitlerin hangi besinlerde bulunduğunu bilmemiz gerekir. Bazıları hakkında şu bilgileri aktarmak isterim: Sitrik Asit, salisilik asit (turunçgillerde), malik asit (elmada), tartarik asit (üzümde), laktik asit (yoğurtta) ve glikolik asit (şeker kamışında) bulunur.
Bir çok pahalı kozmetik ürün, özellikle de ‘peeling‘ ürünü bu asitleri içerir. Cilt üstündeki ölü hücre tabakasını nazikçe yumuşatır ve soyulabilir hale getirirler. Böylece alttan yeni taze cilt yapımı hızlandırılmış olur. Alfa hidroksi asitler aynı zamanda kan dolaşımını artırır ve yeni hücre gelişimini uyarırlar.
Uzun vadede cilt altında kollajen üretimini artırırlar. Üzüm ve üzüm çekirdeği yağı, nar ve nar çekirdeği yağı bu asitleri bolca içerirler.
Elma ve balsamik elma sirkesini de aynı amaç ile kullanabilirsiniz. Turunçgiller, elma, üzüm, esmer şeker ve yoğurt içeren ev maskeleri ile cildinizi ölü tabakadan kurtarıp, taptaze bir ciltle kışı karşılayabilirsiniz.
Ancak bu işlemlerden sonra cildinizi etkin bir biçimde nemlendirmeyi ihmal etmeyin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Annem 55 yaşında, bazen özellikle bakıp inceliyorum o kadar sık gülmesine rağmen ne mimik çizgileri, ne derinleşmiş kaz ayağı, ne fazla göz altı çizgisi ve ne yüzde kırışıklıklar... Annem cilt bakımına hiç önem vermez, ne düzenli bakım, ne cilt temizliği, ne de kremler :D yani herşey o kadar tezat ki, genetik şans faktörü elbette vardır ama öncelikle annem her akşam fakat kesintisiz yaz-kış her akşam mutlaka meyve yer. Meyve asitleri cilde inanılmaz faydalı ve içten gelen yapılan bakım gerçekten en önemlisi. Meyve yeme ve bol su içme alışkanlığını bakım zincirimizin en tepesine koyalım derim. İç güzellik ve sağlık dışa mutlaka yansıyor.
YanıtlaSilMaşallah diyeyim önce annenize :) Bende sebze meyveyi çok severim, bol su içerim tabii arada maden suyu da içmeyi ihmal etmem. Genetik şansın yanında kesinlikle önce dengeli beslenmek çok önemli.
SilCok tesekkurler. B bilgileri bizimle paylastiginiz icin
YanıtlaSilRica ederim şifa olsun :)
Sil