LAVANTA (Lavender)
Bilimsel adı Latince “yıkanmak” dan gelen lavanta, Eski Yunan ve Romalılar döneminde sıklıkla kullanılırdı. Özellikle banyo sularına kattıkları lavanta, saflık olarak kabul ediliyordu. Güzel ve kalıcı kokusunun yanı sıra, lavanta uzun yıllardır iyileştirici etkisiyle de bilinir. Lavantanın çiçek , yaprak ve gövdesinden damıtılarak alınan lavanta yağı tıpta halen kullanılır. Lavantanın afrodizyak etkisi de uzun yıllardır bilinir. Salata ve yemek soslarına katacağınız bir kaç damla lavanta cinsel hayatınızı renklendirecektir.
Lavanta ve lavanta yağı yatıştırıcı etkiye sahiptir ve uykusuzluğa iyi gelir. Çamaşırlarınızın arasına koyacağınız lavanta kesecekleri güzel ve saf kokusunun yanı sıra, rahatlamanıza da yardımcı olur.
Mide ve bağırsak rahatsızlıklarında etkili olmasının yanı sıra, baş ağrılarına da iyi gelir. İştah açar, sindirim sistemini olumlu etkiler.
Kültürü Bulgaristan, İngiltere, AB Devletleri ve Kuzey Afrika ülkelerinde yapılan lavanta, bugün Batı Akdeniz Bölgesi’ne yayılmıştır. Yabani olarak Güney Fransa’da, Orta İtalya’da, Yugoslavya’da, İspanya’da ve Yunanistan’da yaygın durumdadır.
Lavanta ülkemizde, özellikle Akdeniz Bölgesinde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir bitkidir. Kendine has hoş kokusundan dolayı parfümeri ve kozmetik endüstrisinde kullanılmaktadır
Kare kesitli ve yeşil renkli gövdesi ikinci yılında odunsu yapıya kavuşur. Küçük, çok kokulu, lavanta mavisi çiçekleri 5-15 cm uzunlukta başaklar üzerinde yaz mevsiminde açar.
Drog olarak kullanılan çiçekler, Temmuz ve Ağustos aylarında, henüz tomurcuk halinde iken toplanmalıdır. Saplarıyla birlikte toplanan çiçekler, demet halinde bağlanıp, gölge bir yere asılarak kurutulur. İyice kuruduktan sonra, çiçekler saptan ufalanarak ayrılır.
Lavanta çiçeğinin karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışması üzerindeki olumlu etkisi ile saç dökülmesine karşı kullanımı onun en önemli iki özelliğidir.
Genel karaciğer rahatsızlığı veya karaciğer yetmezliği şikayeti olanların imdadına yetişen bir bitkidir. Lavanta kürü, sirozdan veya alkolden dolayı zarar görmüş karaciğer hücrelerinin rejenerasyonunda (tekrar yenilenmelerinde) veya bu hücrelerin tekrar sağlıklı bir şekilde çalışmaya başlamalarında öylesine etkilidir ki, kürü uygulayan hastaların kısa zamanda almaya başladıkları başarılı sonuçlar, onları şaşırtmaktadır.
Lavanta ve Lavanta Yağının Nelere faydası vardır?
- Cinsel gücü arttırır ve cinsel isteği kamçılar
- Uykusuzluğa iyi gelir
- Sinirleri yatıştırır
- Merkezi sinir sistemi ve üst solunum sinir sistemini olumlu etkiler
- İshale iyi gelir
- Mide ve bağırsak rahatsızlıklarında tedavi edici etkisi vardır
- Migren ve baş ağrılarında etkilidir
- İştah açar
- Sindirim sistemini uyarır ve yatıştırır
- Kan basıncı düşük olan kişilerin basıncını dengeler
- Siniri zayıf olan kişilerin sinirlerini yatıştırır
- Uykusuzluğa iyi gelir
- Sinirleri yatıştırır
- Merkezi sinir sistemi ve üst solunum sinir sistemini olumlu etkiler
- İshale iyi gelir
- Mide ve bağırsak rahatsızlıklarında tedavi edici etkisi vardır
- Migren ve baş ağrılarında etkilidir
- İştah açar
- Sindirim sistemini uyarır ve yatıştırır
- Kan basıncı düşük olan kişilerin basıncını dengeler
- Siniri zayıf olan kişilerin sinirlerini yatıştırır
Lavanta ve Lavanta Yağı Nasıl kullanılır?
1) Lavanta çayı: 1-2 çay kaşığı çiçek, 1 bardak kaynar suda haşlanır ve 10 dakika demlenmesi beklenir. Biraz balla tatlandırılabilir. Baş ağrısına iyi gelir, sinirleri yatıştırır.
2)Lavanta banyosu: 100 gram lavanta çiçeği 2-3 litre suya eklenir ve kaynatılır. Süzülerek banyo suyuna eklenir. Çeyrek saat yapılan bu banyo oldukça rahatlatıcı ve gevşeticidir.
3)Lavanta keseleri: Kurutulmuş lavanta çiçekleri kumaş bir kesenin içine konulup giysi dolabı ve yastıkların altına konulabilir. Bu şekilde kokusu hem güzel bir hava verecek, hem de rahatlatacaktır.
4) Yüz İçin Lavanta toniği : Kaynatıp süzdükten sonra soğutacağınız lavanta toniği, hücrelerinizin hızlı değişimine, daha parlak sıkı duru bir cilt görünümüne yardımcı olacaktır. Ayrıca antiseptik özelliğinden dolayı akne tedavisinde de etkilidir.
5)Saç İçin Lavanta Toniği: 4 su bardağı suya, 2 yemek kaşığı lavanta eklenip 5 dk kaynatılıp demlenmeye bırakılır. Soğuduktan sonra lavanta taneleri süzülüp, lavanta suyu yeni yıkanmış ya da yıkanacak saça son durulama suyu olarak kullanılır. Lavanta suyu saçlara son durulama suyu ya da saç diplerine saç toniği olarak kullanıldığında saçları kuvvetlendirir ve dökülmeleri gözle görülür şekilde azaltır. yeni saç oluşumunu saç derisini antiseptik özelliği ile destekleyerek zemin hazırlar.
6)Lavanta Yağı: Uyumadan önce yastığınıza damlatacağınız 2-3 damla lavanta yağı; Dinlendirici, sakinleştirici, baş ağrıları, mide ve bağırsak şişkinliğine iyi gelecek etkiler gösterecektir.
Hepatit B ve C'ye Karşı Lavanta:
Araştırmalar lavantadaki etkin maddelerin karaciğer kanserine yol açan Hepatit B ve C virüsünü baskı altına aldığını belirtiyor
- Hepatit B ve C virüsü olan hastaların yılda bir kez 15 gün lavanta kürü uygulayarak bu konudaki tedavilerini güçlendirmeleri mümkün
- Hekim gözetiminde tedavi gören hastaların lavanta kürünü bir destekleyici unsur olarak kullanmaları 20 vakada pozitif sonuç verdi
Bitkilerle gelen sağlık dünyadaki yeni trend. ABD'de ve Batı'da bu konuda her gün yeni çalışmalar ortaya çıkıyor. Doğal ürünlere, doğal sebze ve bitkilere dönüş 21. Yüzyıl'ın en güçlü sağlık akımı olarak kendini gösteriyor. Türkiye birçok özel bitkinin anavatanı olan Anadolu üzerinde bulunmasına rağmen Türkiye'de doğal tedavi, bitkisel tedavi gibi yöntemlerle uğraşanların sayısı fazla değil. Üstelik bitkisel tedavi-otacı geleneğini yüzlerce yıl öncesinden günümüze taşıyan birçok kişi de yasal takibatlar sonucu bu işten uzaklaştı. Ancak son dönemde özellikle Batı'dan gelen etkiler sonucu Türkiye'de bitkisel tedavi yeniden keşfedilmeye başladı. Bu konuda çalışanlar ve araştıranlar hızla çoğalıyor.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Türkiye'de bitkisel tedavi ile uğraşan önemli isimlerden birisi. Prof. Saraçoğlu aynı zamanda "prostat tedavisinde brokoli kullanımını" dünyaya ilk kez tanıtan ve uluslararası kabul gören isim olarak biliniyor. Saraçoğlu "lavantanın Hepatit B ve Hepatit C tedavisinde etkin bir çare" olduğunu öne sürüyor. Bunu lavantadaki etkin maddelere dayandırıyor.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Türkiye'de bitkisel tedavi ile uğraşan önemli isimlerden birisi. Prof. Saraçoğlu aynı zamanda "prostat tedavisinde brokoli kullanımını" dünyaya ilk kez tanıtan ve uluslararası kabul gören isim olarak biliniyor. Saraçoğlu "lavantanın Hepatit B ve Hepatit C tedavisinde etkin bir çare" olduğunu öne sürüyor. Bunu lavantadaki etkin maddelere dayandırıyor.
Lavanta Hepatit'i karaciğerden tamamen atamıyor, ancak yılda bir uygulanacak "lavanta kürü" ile hastalığı baskı altında tutabiliyor. Lavanta kürünü uygulayanların karaciğer ölçümlerinde kısa sürede belirgin bir iyileşme gözleniyor.
Lavantanın Diğer Kullanım Alanları ve Özellikleri:
. Kronik karaciğer enfeksiyonlarına karşı
. Karaciğer yetmezliği
. Hepatit-B ve Hepatit-C ye karşı
. Sarılık
. Saç dökülmesine karşı
. Vitiligo
. Sedef ve ileri yaşlarda deride oluşan
lekelere karşı
. Sakinleştirici ve
rahatlatıcı (sedatif)
Dikkat!
Hepatit-B veya Hepatit-C den dolayı siroz başlangıcı var ise, bu hastaların lavanta kürüne ilâveten kereviz kürünü de uygulamalarını önemle hatırlatırız. Kereviz kürünü uygularken enginar tüketmeyiniz ve kürünü de uygulamayınız. Aynı şekilde, lavanta kürünü de uygularken ne kereviz ne de enginar kürünü uygulamayınız. Siroz’a dönüşmüş hastalarda alkaline phosphatase (ALP) ve glutamyl transpeptidase (GGT) enzimlerinin seviyeleri yükselmiştir. Sirozun esas nedeni alkol kullanımı olarak, uzun yıllardır birinci sırayı almıştır. Amerika’da 2004 yılında açıklanan araştırma sonuçlarına göre, Hepatit-C virüsüne bağlı siroz birinci sıraya yerleşmiştir. Buna göre Hepatit-C ye bağlı siroz %26, alkole bağlı oran ise %21 olarak açıklanmıştır.
Dünya Sağlık Teşkilatının 1999 yılı verilerine göre tüm dünyada
yaklaşık 175 milyon insanın kronik olarak Hepatit-C Virüsü (HCV) ile infekte
olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl yaklaşık 3.7 milyon insan da HCV ile enfekte
olmaktadır. Hepatit-C virüsü denetlenmemiş kan transfüzyonu (kan nakli) ile
bulaşmaktadır. Cinsel ilişki ve doğum esnasında da geçiş mümkündür. Tüm bunların
dışında sterilize edilmemiş enjeksiyon ve sünnet aletleri de risk
oluşturmaktadır. Bunların dışında, temmuz 1992 den önce organ nakli yaptırmış
olanlarda da bu risk vardır. Çok sık diyaliz cihazına bağlanmak zorunda olan
hastalarda da az da olsa kapma riski vardır. HCV, karaciğerde iltihaplanmaya
neden olmaktadır. Hepatit-C virüsü, bazı insanlarda uzun yıllar en küçük bir
şikâyete neden olmadığından kişiler bu virüsü kaptıklarının çok geç farkına
varmaktadırlar. Hastalığın, siroza, karaciğer kanserine veya karaciğer
yetmezliğine dönüşme riski vardır. Bu nedenle, Hepatit-C’nin erken tanısı çok
önemlidir.
Lavanta kürü, Hepatit-C hastalarının kullanacağı mükemmel bir destekleyici kürdür. Hemen belirtmekte fayda görüyorum, lavanta kürü, Hepatit-C virüsünü yok etmemektedir. Lavanta kürü Hepatit-C virüsünün aktif hale geçmesini engelleyebilmekte ve neden olduğu karaciğer iltihaplanmasının tedavisinde de mükemmel destekleyici rol oynamaktadır. Karaciğer metabolizmasının sağlıklı bir şekilde çalışmasını düzenleyerek, virüsün faaliyete geçmesini önemli ölçüde bastırmaktadır. Günümüzde henüz bu virüsü yok edecek herhangi bir tedavi yöntemi mevcut değildir. Bilinen bir diğer noktada şudur, Hepatit-C, altta yatan başka bir karaciğer hastalığını da artırmakta ve ağırlaştırmaktadır. Bu virüsün en önemli özelliği genomundaki relatif değişkenliktir. Bir çok farklı genotipi bulunduğundan dolayıdır ki, hastalığın ciddiyeti ve tedaviye verdikleri cevaplar önem kazanmaktadır. Kısaca, Hepatit-C virüsünün çok farklı genotipleri olduğundan, hastalığın seyri ve hastaların tedaviye verecekleri yanıtlarda farklılıklar göstermektedir.
Bugün bilinen en az altı tane genotipi ve gene en
az elli tanede alt-tipi (sub-type) bulunmaktadır. Örneğin, Amerika’da 1a ve 1b
genotipi en sık görüleni (%75) olup, genotip iki ve üç, % 15 civarındadır.
Hepatit-C virüsünün hangi genotip’e ait olduğunun da belirlenmesi, tedavi
şeklinin seçimi için önemlidir. Çünkü, her genotip interferon (IFN)
tedavisine cevap vermemektedir. Lavanta kürü uygulanırken, interferon
tedavisinde gözlenen flu-like
symptoms (subjektif semptomlar) denilen yan
tesirleri gözlemek mümkün değildir.
Örneğin,
interferon tedavisinde gözlenen başlıca yan tesirler iştahsızlık, sıtma
nöbetleri, baş ağrısı, soğuk algınlığı şikayetleri, susama, mide bulantısı ve
beraberinde kusma ve eklem ağrıları. Lavanta kürü uygulanırken her hangi bir yan
tesir yaşamak mümkün değildir. Lavanta kürü öylesine etkilidir ki çok kısa
zamanda sonuçlarını almak mümkün olmaktadır. Lavanta kürü ile kısa zamanda sonuç
almanın arkasında karaciğer enfeksiyonuna karşı, biyokimyasal reaksiyon hızının
çok yüksek değerde olması yatmaktadır.
Hepatit-C ye karşı genel ve yaygın bir aşı yoktur. Henüz olmayışının veya böyle bir aşının geliştirilmesinin zorluğunun arkasında, bu virüsün genomundaki relatif farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu konuda sizi en iyi aydınlatacak olan hekimdir. Bebeğini emziren anneden, emzirme yoluyla bu virüsün bebeğe geçmesi mümkün değildir. Hepatit-C virüsünü almış olanlara yapılan değişik testler vardır. Bu testlerin istenmesine hekim karar verecektir.
Hepatit-C
ve Hepatit-B hastaları için enginar bulunmaz bir nimettir. Bu hastaların
karaciğer metabolizmalarının sağlıklı ve dengeli bir şekilde çalışmasında
enginarın katkısı öylesine önemlidir ki, onlara haftada bir-iki defa birer
porsiyon enginar tüketmelerini adete alışkanlık haline getirmelerini tavsiye
ederim. Eğer, Hepatit-B ve Hepatit-C den dolayı şikâyetler ortaya çıkmış ise, ve
de karaciğer değerleri de yükselme göstermiş ise bu taktirde lavanta kürüne
ilaveten haftada iki-üç defa birer porsiyon (yağsız olarak) enginar tüketimini
kür olarak uygulamaları bulunmaz bir imkândır. Çok az suda tuzsuz ve yağsız
olarak dilimlenmiş olarak pişirdiğiniz enginarın suyunu da özellikle içmek
gerekir. Yağsız ve tuzsuz olarak tüketeceğiniz enginar, belki size yavan
gelecektir. Ancak, unutmayınız ki bu sağlığınız için gereklidir.
Alerjik Mevsimler ve
Hepatit:
Bahar mevsiminde çiçek tozları (polen) bir çok insanda alerjiye neden olmaktadır. Hatta, yaz mevsimine girerken de halk arasında saman nezlesi olarak bilinen alerjik reaksiyonlar ortaya çıkmaktadır. Bu dönemlerde karaciğer metabolizması da olumsuz etkilenmektedir. Hepatit-C veya Hepatit-B virüsü taşıyıcılarının karaciğer değerlerinde (ALT ve/veya AST) fluktasyonlar (iniş-çıkış) gözlenebilmektedir. Bunun sebebinin özellikle alerjik mevsimlerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Çünkü, alerjik mevsim denilen bahar başlangıcı ve yaz mevsimine geçişlerde soluduğumuz havada bulunan polenler veya mevsim gereği tozlar insan vücudunda alerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Unutmayınız ki, alerjik reaksiyonlar bir şekilde karaciğerin çalışmasını olumsuz etkileyebilmektedir. Sonuçta, Hepatit-B veya C taşıyıcılarında ALT ve/veya AST değerleri iniş-çıkış gösterebilmektedir.
Karaciğer
metabolizmasını olumsuz etkileyen ilaçlar:
Lavanta üzerine yapılan çalışmalarda ilk görülen,
içerdiği en az on dört tane sedatif (teskin edici,
rahatlatıcı) özelliği olan etkin maddeyi içerdiğidir. p-cymene, alpha-pinene,
cinnamaldehyde ve carvone lavantanın içerdiği sedatif özellikli etkin
maddelerden bir kaç tanesi. Lavantanın içerdiği etkin maddelerin kendine özgü
bir sistematiği olduğunu görülür. Bu sistematiğin içerisinde gözlenen,
lavantanın tüm karaciğer metabolizmasını mucizevi bir şekilde
düzenleyebileceğidir.
Tabiat
ana lavantaya öylesine cömert, öylesine seçici davranmış ki, içerdiği etkin
maddeler özenle bir araya toplanıp sanki, genel karaciğer şikâyetlerine karşı
özel olarak yaratılmış. Gerek çiçeklerinde gerekse de yapraklarında moleküler
yapıları ve etkin özellikleri bakımından birbirlerinden tamamen farklı maddeler
bulunmaktadır. Aşağıdaki tablodan bu maddelerin etkin özelliklerini
görebilirsiniz.
Lavanta’da bulunan bazı etkin maddelerin özellikleri:
Özellik (en)
|
Özellik (tr)
|
Adet
Etkin Madde
|
antihepatotoxic
|
karaciğer
toksinlerine karşı
|
8
|
hepatoprotective
|
karaciğeri koruyucu
|
9
|
hepatotonic
|
karaciğeri sakinleştirici
|
7
|
antiviral
|
virüslere
karşı etkili
|
8
|
antiinflammatory
|
antiinflamatuar
|
14
|
antioxidant
|
antioksidan
|
7
|
antitumor
|
tümöre
karşı
|
6
|
cancer
preventive
|
kansere
karşı koruyucu
|
6
|
antimutagenic
|
genetik
mutasyona karşı
|
13
|
antiseptic
|
antiseptik
|
11
|
sedative
|
sakinleştirici, rahatlatıcı
|
14
|
anticancer
|
kansere
karşı
|
7
|
Karaciğer metabolizmasının sağlıksız çalışmasından dolayı yükselen enzim değerlerinin kısa zamanda kontrol altına alınmasında ve tekrar kısa zamanda normal değerlerine indirilmesinde lavanta kürü bulunmaz bir nimettir. Özellikle, Hepatit-B ve Hepatit-C virüslerinin aktive olabilmelerine karşı, karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışmasını ve güçlü kalmasını sağlayabiliyor. Sağlıklı ve güçlü çalışan karaciğer metabolizması, karaciğer bağışıklık sisteminin de güçlü olduğunu gösterir. Böylece virüsler bastırılarak faaliyete geçmeleri önlenmiş olabiliyordu.
Sonuçta, lavanta kürünün, bu
virüslerin karaciğer dokusunda kansere veya siroza dönüşme riskine karşı da
mükemmel bir önleyici rolünün olabileceği gerçeğini de ortaya koymaktaydı.
Karaciğer metabolizmasının düzenli çalışmasında lavantanın çiçeklerinde bulunan
1,8 cineole, delta-3-carene ve
herniarin
ağırlıklı olarak etkili olurken, yapraklarının içerdiği beta-pinene’de karaciğer
enfeksiyonuna karşı adeta tabii bir antibiyotik olarak görev yapmaktadır.
Lavantanın yapraklarında bulunan bornyl-acetate etkin
maddesi antiviral olarak görev yapan en az sekiz tane etkin maddeden bir tanesi.
Bu
amaçla kullanılacak olan lavantanın bir yıldan daha fazla beklememiş olmasına
özen gösteriniz. Aktarlardan alınacak olan lavantanın sadece çiçeklerinin değil
eşit oranlarda yapraklarının da bulunması gerektiğine özen gösteriniz.
Aktarlarda lavanta yağı da satılmaktadır. Bu amaçla lavantanın yağı daha da
etkili olur düşüncesiyle kesinlikle kullanmayınız. Lavanta kürünün uygulanması
esnasında, lavantanın çiçeklerinde bulunan lavandulol ve
dihydrocoumarin ile yine yapraklarında bulunan cedrene, alpha-humulene ve
alpha-cadinene maddelerinin aynı anda bulunmaları lavantanın etkili olmasındaki
temeli oluşturmaktadır.
Hepatit-C nin sebep olabileceği karaciğer kanserine
dönüşme riskini büyük bir ölçüde önleyen etkin maddelerden bir tanesi de
lavantanın içerdiği ursolic acid
fonksiyonel maddesidir.
Hangi
bitki olursa olsun, içerdiği önemli bir etkin madde tek başına veya saf halde
istenilen ölçüde veya doğrultuda faydalı olmayabilir. Çünkü, o etkin maddenin
metabolizmada istenilen başarıyı sağlayabilmesi için, bitkinin içerdiği diğer
yardımcı etkin maddelere, medyatör maddelere ve birinci derecede fonksiyonel
olan etkin maddenin işlevini artırabilmek için segonder maddelere de ihtiyaç
vardır. Uygulanan bitkisel yardımcı (destekleyici) tedavide sadece etkin maddeyi
düşünmemek gerekir. Bu anlamda, kullanılan bitkiyi bir bütün olarak
değerlendirmek gerekir. Önemli olan diğer bir hususta kullanılacak olan bitkinin
hangi kısımlarının kullanılacağı, ne müddetle demleneceği, ne zaman ve nasıl
içileceği ve de ne kadar süreyle hangi aralıklarla uygulanacağıdır.
Derideki bazı rahatsızlıkların nedeni karaciğerden
kaynaklanmaktadır. Lavanta kürü aynı zamanda, halk arasında ala
hastalığı olarak bilinen vitiligo,
sedef ve deride ileri yaşlarda oluşan yaşlılık lekelerine karşı da önleyici rol oynamakta ve de bu hastalıkların tedavisinde de
önemli bir yardımcı ve destekleyicidir.
Lavanta, saç dökülmesine karşı da çok
etkilidir. Ancak, bu konudaki uygulama dıştan olup, hazırlanması tamamen
farklıdır.
Lavanta kürünün başarı oranını çok daha fazla yükseltmek ve daha hızlı bir biçimde sonuca ulaşabilmek için beslenme şeklinize dikkat ederek bazı takviye uygulamalarda yapabilirsiniz. İşte bunlardan bazıları, her gün öğle yemeklerinden yarım saat önce hiç bir şey ilave etmeden tüketeceğiniz bir porsiyon preslenmiş çilek lapası, karaciğer yetmezliğine karşı önemli bir takviye oluşturur. Preslenmiş çilek lâpası, çileklerin çatalla veya kaşıkla iyice ezilerek hazırlanmasıdır. Ezme işlemi tamamlandıktan sonra fazla bekletmeden tüketilmesi gerekir.
Lavanta kürünün başarı oranını çok daha fazla yükseltmek ve daha hızlı bir biçimde sonuca ulaşabilmek için beslenme şeklinize dikkat ederek bazı takviye uygulamalarda yapabilirsiniz. İşte bunlardan bazıları, her gün öğle yemeklerinden yarım saat önce hiç bir şey ilave etmeden tüketeceğiniz bir porsiyon preslenmiş çilek lapası, karaciğer yetmezliğine karşı önemli bir takviye oluşturur. Preslenmiş çilek lâpası, çileklerin çatalla veya kaşıkla iyice ezilerek hazırlanmasıdır. Ezme işlemi tamamlandıktan sonra fazla bekletmeden tüketilmesi gerekir.
Tüketeceğiniz çileklerin hormonsuz olmasına
özen gösteriniz. Genel olarak, karaciğer metabolizmasının sağlıklı ve düzenli
çalışmasında enginarın katkısı yabana atılmayacak kadar büyüktür. Haftada iki-üç
defa bir porsiyon, az suda haşlanmış (dilimlenmiş olarak) enginar tüketmek.
Tuzlamayınız ve porsiyon başına bir çorba kaşığından fazla sıvı yağ
kullanmayınız. Var ise, artakalan haşlama suyunu içiniz. Taze kayısının
karaciğerin dostu olduğunu unutmayınız. Beslenme şeklinin uygulanmasında
karaciğerin yükü hafiflemekte ve karaciğer daha rahat çalışmaktadır.
Karaciğer yetmezliği, kronik karaciğer enfeksiyonu veya hepatit-B veya da hepatit-C şikâyeti olanların beslenmelerinde aflatoksin içeren besinlerden de mutlaka uzak durmaları gerekir.
Aflatoksin Nedir ?
Aflatoksin, Aspergillus
flavus adı verilen bir mantarın salgıladığı
zehirdir (toksin). Örneğin, ekmeğin üzerinde oluşan yeşilimsi küf, aflatoksine
verilebilecek en güzel örnektir. Nemli veya uygun olmayan koşullarda ve
ortamlarda depolanmış buğdayın, fıstığın, biberin veya fındığın üzerinde
oluşabilen mantarın salgıladığı küf, aflatoksine örnektir. Bir başka örnek,
uygun olmayan şartlarda ve ortamlarda saklanan elmanın üzerinde de küf olarak
adlandırabileceğimiz mantar oluşabilmekte ve patulin adı verilen zehiri
(toksini) salgılamaktadır. Gerek aflatoksin ve gerekse de patulin karaciğer
kanserinin oluşumunda etkin rol oynayan maddelerdir. Ekmeğin üzerinde oluşmuş
küf (mantar) var ise, ekmeğin tamamının hiç bir şeklide tüketilmemesi gerekir.
Çünkü, ekmeğin yüzeyinde oluşmuş olan mantarın kökleri, gözle tesbit
edilemeyecek kadar ekmeğin içine doğru yayılmıştır. Küflü bölgeyi bıçakla kesip
atmak, geri kalanını tüketmek çözüm değildir. Aynı şekilde üzerinde mantar
oluşmuş tüm sebze veya meyve çeşitlerini hiç bir şeklide kullanmayınız.
Unutmayınız ki, bir besini pişirmekle de içerdiği aflatoksini yok etmek mümkün
değildir.
Kısaca, aflatoksin pişirilme esnasında yok olmaz. Küflü ekmeklerinizi
hayvanlara da kesinlikle vermeyiniz. Küf (mantar) içeren bir ekmeği sütünden
istifade ettiğiniz bir hayvana verirseniz, hem hayvanın sağlığını olumsuz
etkilersiniz, hem de sütünü içtiğiniz taktirde de aflatoksin size geri dönmüş
olur. Küf içeren ekmeği, en doğrusu toprağa gömmektir. Sonuç olarak, üzerinde
mantar oluşmuş besinlerin (tahıl, sebze, meyve, ekmek gibi) hiç bir şekilde
tüketilmemesi gerekir. Özellikle, karaciğer metabolizması sağlıklı
çalışmayanların sebze, meyve ve tahıl tüketimlerinde tazeliğe önem vermeleri
önerilir. Besicilik yapanların, büyükbaş hayvanlara verdikleri yemleri mantar
oluşumuna fırsat vermeyecek bir şekilde uygun şartlarda korumaları gerekir.
Doksanlı yılların ortalarında Avrupa’ya ihraç edilen kırmızı pul biberimizde
aflatoksin bulunduğundan dolayı uzun müddet bu biberimizin ihracatı yapılamamış
idi. Çünkü, toplanan kırmızı biberler uygun olmayan depolama koşullarında
bekletilirken üzerinde oluşan mantar, aflatoksin
salgılamıştı.
Aflatoksinin varlığı yakın bir geçmişte, ilk defa 1960 yılında ortaya konmuştur. İngiltere’de, 1960 yılında bir defada ani olarak yüz binin üzerinde tavuk ölmüştür. Yapılan araştırma ve soruşturmaların sonucunda, İngiltere’nin o yıl Brezilya’dan tavuk yemi olarak ithal ettiği fındık ununun aflatoksin içerdiğini ortaya koymuş idi. Bu felâketin sonucunda da aflatoksin adı verilen zehir, ilk defa ortaya o yıllarda konmuş oldu.
Karaciğer Rahatsızlıklarında Beslenmenin Önemi
Beslenmede aşırı yağlı yemeklerden uzak durulması gerekir. Özellikle lavanta kürüne ilaveten çilek lapası, kereviz, enginar, taze kayısı tüketimi önemlidir. Lavanta kürünü uygularken kereviz ve enginar kürünü aynı zamanda uygulamayınız. Lavanta kürü tamamlandıktan üç gün sonra enginar veya kereviz kürünü uygulayabilirsiniz.
Ayrıca belirtmeliyimki lavanta yağı çok güçlüdür ve bazı durumlarda sadece haricen kullanılır.
Kesinlikle lavanta yağı daha faydalı olur diye, dahili olarak
kullanmayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Önce bir bakalım ne yazmışsın :)